Tehlikeli suçlular ve terörist savaşçılar
Ne devlet sınırlarına ne de devlet bakanlıkları ile ulusal güvenlik, kamu güvenliği ve düzeninden sorumlu kolluk kuvvetleri arasındaki resmi, yerleşik yetki ve görevlere saygı duymaktadır.
Eyalet sınırları benzersiz, doğası gereği çeşitli, ayrı karakterlere sahip ve ulusal bir bölgeyi tanımlamaktadırlar. Sınırlar; kara, su ve hava olmak üzere üç kategoriye ayrılmaktadır. Siber suç ise, sınır güvenliği ve yönetimi bağlamında, dördüncü kategori olarak kolluk kuvvetlerinin odağına giderek daha fazla girmektedir. Bağımsız ulus terimi, diğer tanımların yanı sıra, bir devletin, kendi sınırlarının geçişlerini etkin bir şekilde kontrol edip edemeyeceği ve aynı zamanda denetleyebileceği ve yönetebileceği modern ve güvenli bir devlet öz algısı ile de tanımlanır.
Organize suç grupları ve terörist savaşçılar, aslında genellikle, daha düşük risk alarak daha yüksek suç işleyebilmelerine fırsat veren, sınırlardaki boşlukları hedef alırlar. Her hükümetin, sınır güvenliğiyle ilgili öncelikleriyle, mümkün olan en etkili ve verimli şekilde başa çıkabilmesi için kaynaklarını uyumlu hale getirebilmesi gerekmektedir. Bu gerçek ışığında, tüm uzmanların, terörizm ve sınır ötesi organize suçla ilgili en ciddi tehditleri ele alarak işbirliği içinde ve uyumlu bir şekilde çalışmaları ihtiyacı devam etmektedir.
Entegre sınır yönetimi, politik, güvenlik, sosyo-ekonomik, çevresel ve kültürel hususlar açısından, bağımsız her devletin, sınırlarını kontrol etmek, incelemek ve güvence altına almak amacıyla en iyi uygulamaları ve en modern standartları seçme konusunda olağanüstü bir sorumluluğudur. Genel olarak devletler, uluslararası hukuka, özellikle de uluslararası insan hakları, mülteci ve beşeri hukuka uygun olarak sorumlu davranmakta kararlılardır.
Kişilere, mal ve hizmetlere erişim, yasallık ilkesinin tutarlı bir şekilde uygulanmasına ve yerel yargı yetkisini güçlendirmek için etkili kontrol mekanizmalarının uygulanmasına dayalı olarak düzenlenmeli ve kontrol edilmelidir. Bu nedenle, bağımsız devlet faaliyetleri kurum içi, kurumlar arası ve uluslararası düzeyde bölge, personel, iletişim, teknoloji, ekipman, eğitim ve işbirliği ile doğrudan ilişkilidir.
21. yüzyılda, globalleşme süreciyle birlikte gelişen güvenlik ortamı, uluslarötesi nitelikteki güvenlik ve istikrara yönelik yeni tehdit boyutları ve zorluklar yaratmaktadır. Bu durum, yakın işbirliği ve kapsamlı, çok boyutlu, kolektif ve iyi koordine edilmiş stratejiler ve eylem planları gerektirmektedir.